Uzun zamandır beklediğim an nihayet gelmişti. Hem Angkor Wat Tapınakları için hem de Tuktuk yolculukları için heyecanlıydım. Otelin ayarladığı Tuktuk sürücüm ile birlikte sabah saat 8‘de hafif yağmur altında yola çıktık. Siem Reap sokaklarında ağır ağır ilerlerken çevrede olup biteni izlemek bile ilginçti. Sabahın erken saatlerinden itibaren ve özellikle de bu saatlerde, onlarca Tuktuk da sizinle birlikte Angkor Wat Tapınakları’na doğru ilerliyor.
Angkor Wat Tapınakları Bilet Satış Noktası
Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuktan sonra, biletimi almak için bilet satış noktasına uğradık. Burası sadece bir bilet ofisi değil, aynı zamanda kafeterya ve hediyelik eşya satıcıları da var. Onlarca tur minibüsü ise çevrede park etmiş durumda. Kalabalık olsa da, birkaç dakika kuyrukta bekledikten sonra biletimi aldım. Bir fotoğrafımı çektiler ve bilet yerine geçen giriş kartına bastılar. Gördüğüm en güzel bilet hazırlama şekillerinden biriydi. Biletimi alıp çıkmaya hazırlandığım sırada yağmur şiddetini arttırdı. Neyse ki günün devamında sadece ara ara yağdı. Şehirden Angkor Wat bilet noktasına giden yol düzgündü. Bileti aldığım noktadan sonraki yol ise idare eder durumdaydı. Yerel halkın yaşadığı köy diyebileceğim bir rotada ilerleniyor bu noktadan sonra. Birkaç dakikalık aralıklarla satıcıların standlarına veya küçük yerel işletmelere denk geliyorsunuz. Bunun yanında, her sokakta ve gittiğimiz her yönde onlarca Tuktuk hareket halindeydi.
Tapınaklara Dair Kısa Bilgiler
Angkor Wat’ta bazı tapınaklar Budist, bazıları ise Hindu tapınağı. Her iki tip tapınak duvarlarında da aralarındaki savaşa dair izler bulunuyor. Katıldığım Nary’s Kitchen’daki yemek kursunun şefi (eski rehber) de aralarındaki uzun süreli husumetten bahsetmişti. Tapınaklara; fil, aslan ve maymun heykelleri / figürleri hakim. Özellikle tapınak duvarlarındaki taş oyması figürlerdeki işçilik muazzam. Yaşanan savaşların yanında, genellikle Hinduizm veya Budizm kaynaklı efsaneleri anlatıyorlar. Her tapınak girişinde biletleri kontrol eden birileri var. Ayrıca neredeyse tüm tapınaklarda restorasyon çalışması var. Kimi tapınakların girişindeki tabelalarda bu projelerle ilgili bilgiler de bulunuyor. Tapınak girişlerindeki yola yakın yerlerde hediyelik eşya satanlar müşterilerini bekliyor. Resim yapanlar da var. Kimi tapınak girişlerinde müzisyenler bile yerini almış. Ara sıra da olsa etrafta dolaşan dilencilere de rastladım. Ayrıca kimi tapınakların birden fazla çıkışı olduğu için Tuktuk sürücüleri çıkışta nerede buluşulacağını size söylüyor.
İlk Gün Ziyaret Ettiğim Angkor Wat Tapınakları
1. Pre Rup Tapınağı
İlk tapınak ziyaretim için bir Hindu tapınağı olan Pre Rup’a uğradık. Özellikle diğer tapınaklara oranla Pre Rup küçük bir tapınak. Tapınağın adı Hinduizm kaynaklı olarak Kmerce’den; “Ruhun yolculuğunu simgeleyen bir sirkülasyon” gibi çevriliyor. II. Rajendravarman döneminde kraliyet tapınağıymış. Soyluların ve kraliyet ailesinin bedenlerini burada yaktıklarını düşünüyorlarmış.
2. East Mebon Tapınağı
İkinci tapınak ziyaretim East Mebon’aydı. East Mebon bir başka Hindu tapınağı olmasının yanında, Hindular için cennete girişi sembolize ediyormuş. Tapınağı korusun diye girişine aslan ve köşe başlarına da fil heykelleri koymuşlar. X şeklinde inşa ettikleri bu tapınağın içerisine de 5 tane de kule yerleştirilmiş.
3. Ta Som Tapınağı
Ta Som, ziyaret ettiğim üçüncü tapınaktı. 13. yüzyılın başlarında inşa etmişler. 15 veya 16. yüzyılda kasten yıkmışlar ve yüzyıllarca öylece kalmış. Bu tapınağı, Budizm’e olan bağlılıklarını göstermek amacıyla inşa etmişler. Tapınağı içerisinde gezerken bir çeşit incir ağacının tapınak yapılarını ele geçirmeye çalıştığına da şahit oldum. Aslında Angkor Wat Tapınakları’nı gezerken, doğanın insan eliyle dikilmişlerle olan mücadelesine sık sık şahit oluyorsunuz. Ta Som’u ziyaret eden fazla insan yoktu. Biraz yorulduğum için dinlenirken Türkiye’den getirdiğim lokumlardan da birkaç tane yedim. 🙂
4. Neak Poan Tapınağı
İlk gün için sondan bir önceki tapınağım Neak Poan’dı. Tapınak Kmerce’de; “Birbirine dolaşık yılan” anlamına geliyormuş. Neak Poan, bir Budist tapınağı ve dini hastane olarak da hizmet vermiş. Bu tapınağı, Kral’ın ailesinin ve halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inşa etmişler. Tapınağa ulaşmak için üzerinde yürünen o ince tahta yol, yapay bir gölün üzerinde ilerliyor. Bu yol üzerinde, mayın ve savaş mağdurlarından oluşan bir müzik ekibi bir şeyler çalıyor ve bağış topluyorlar. Tapınak da yapay bir adanın üzerine inşa edilmiş durumda. Tapınağın içerisine ilk girdiğimde, geniş bir havuz içerisindeki bir çeşit ibadet yeri dikkatimi çekti. Etrafında şu an 1 tane at heykeli olsa da, aslında 4 tanelermiş. Sağ tarafa ilerlediğimde ise bir başka havuz daha gördüm ama o kadar. Geriye pek bir şey kalmamış.
5. Preah Khan Tapınağı
Son tapınağım Preah Khan’dı. Aslında ilk günkü Angkor Wat ziyaretimde en beğendiğim tapınak burası oldu ve en çok burada vakit geçirdim. Preah Khan, Kmerce’de; “Kutsal Kılıç” anlamına geliyor. Preah Khan, dönemin kralı VII. Jayavarman tarafından babasının anısına yaptırılmış bir Budist tapınağı. Tuktuk sürücüm, tapınağı ziyaret etmeden önce birden fazla çıkışının olduğunu söyledi. Nerede buluşacağımızı netleştirdikten sonra gezmeye başladım. Preah Khan, diğer tapınaklara göre biraz daha iyi korunmuş veya restore edilmiş durumdaydı. Duvarlarını süsleyen heykeller, taş oymalar, işlemeler, figürler ve kendine yer arayan ağaç kökleri göze çarpıyor.
Angkor Wat Tapınakları
Angkor Wat’taki ilk günümde büyük bir heyecan ve merakla 5 farklı tapınağı gezdim. Birbirinden ilginç tapınaklar arasındaki bu turda zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Angkor Wat’taki tura bugünlük ara verip Siem Reap’e dönmenin en güzel yanı, bu sıcak muson ikliminde tropikal meyvelerden yapılan buz gibi bir içecek bulma ihtimali diyebilirim. Yarınki gezeceğim Angkor Wat Tapınakları arasında; Angkor Wat (Ünlü olan ana tapınak), Ta Prohm (Tomb Rider Tapınağı), Banteay Kdei ve Angkor Thom yer alıyor.
Renkli yolculuklar!
