Katedral Koyu sadece Coromandel Yarımadası’nın değil, aynı zamanda Yeni Zelanda’nın da en güzel koylarından biri. Hem nesli tehlike altındaki hayvanları, hem de buradaki doğal güzellikleri korumak için oluşturulan Whanganui Doğa Koruma Alanı içerisinde yer alıyor. Bu muhteşem koya iki şekilde ulaşım mümkün. Hahei sahilinden başlayan Katedral Koyu yürüyüş parkurunu takip ederek 1 buçuk saatte, Katedral Koyu için düzenlenmiş araç park yerinden ise 1 saatte ulaşılabiliyor. Katedral Koyu’na ya sabah erken ya da öğlen 3’ten sonra gelmenizi tavsiye ederim. Aradaki zaman dilimi ziyaretlerin en yoğun olduğu saatler olarak kalabalık olabiliyor.
Katedral Koyu Yürüyüş Parkuru
Öğle saatlerinde geldiğim için birkaç tur attıktan sonra ancak yer bulabildim. Park yerinin hemen yanı başından başlayan yürüyüş parkuru ile turuma başladım. Takip edilen yürüyüş parkuru inişli çıkışlı olsa da takibi ve yürümesi kolay. Bu parkurdaki ilk durak Mücevher Taşı Koyu’ydu (Gemstone Cove). Özel inşa edilmiş merdivenlerden inerek bu koya ulaştım. Plajı taşlı ama suyu berrak bir koy. Şnorkelle yüzmek için ideal koylardan biri. Ardından bir sonraki koy olan Vatoz Koyu’na (Stingray Cove) doğru yürüdüm.
Vatoz Koyu, altın sarısı kumsalı ve tertemiz suyuyla muhteşem görünen bir koy. Burada bir süre mola verdikten sonra Katedral Koyu’na (Cathedral Cove) doğru ilerlerken karşılaştığım bir hatıra ormanı dikkatimi çekti. Bu hatıra ormanını, Gelibolu’da hayatını kaybedenlerin anısına hazırlamışlar. Şüphesiz bizim olduğu kadar Yeni Zelandalılar için de Gelibolu önemli bir yere sahip. Yaklaşık 30 dakikalık güzel manzaralı bir yürüyüşten sonra nihayet Katedral Koyu’na varabildim. Türkiye’de ve Tayland’da gördüğüm birçok güzel koydan sonra beni etkilemeyi başaran Katedral Koyu, yetenekli bir ressamın elinden çıkmış olmalı…
Büyüleyici
Katedral Koyu’nu iki güzel bölüme ayıran iki yanı açık fotojenik mağara, volkanik aktiviteler sonucu oluşan kayaların yumuşak olmasından dolayı zamanla kendiliğinden oluşmuş. Her iki bölüm de birbirinden güzel. Su ve kumsal pırıl pırıl ve çok temiz. Kıyıya yakın yerlerde konumlanmış kaya parçaları fotoğraf çekmeyi sevenleri sevinderecek kadar güzel. Kumsalın bittiği yerde başlayan Pohutukawa ağaçları ise hoş bir görüntü oluşturuyor. Bunun yanında, dilerseniz size ücretsiz bir şekilde güneş kremi veren bir cankurtaran da sahilde hazır bekliyor. Katedral Koyu’nu da kapsayan bölge volkanik aktiviteler sonucu oluştuğundan kendine has bir şekle ve ekosisteme sahip. Yeni Zelanda’nın tamamında olduğu gibi burada da doğayı korumak için özel önlemler alınmış. Örneğin; Katedral Koyu çevresindeki adalara en fazla 50 metreye kadar yaklaşabiliyorsunuz.
Yeni Zelanda Doğa Koruma Bakanlığı’nın Katedral Koyu için hazırladığı sayfa: Cathedral Cove
