Yeni Zelanda kamp yolculuğumun 11. ve 20. günleri arası Rotorua ve Te Urewera arasındaydı. Detaylar için sayfayı kaydırın:
11.Gün
Rota: Ngawaro > Rotorua Merkez > Hamurana (45.6 Km)
Kamp Yeri: Hamurana Reserve (Ücretsiz)
Rotorua Gölü’nün kıyısında bol rüzgarlı bir kamp alanı. Ağaçlık bölümleri olmasa, çadır kurmanın imkansız olduğu bir noktada yer alıyor. Bir tane üzeri kapalı barbekü alanı ve cihazı var. Araç içinde uyumak için güzel bir kamp noktası. Ayrıca göl üzerinde gün batımını izlemek için de kamp yerinin açısı güzel.
Gezdiğim Yerler: Devlet Parkı (Government Gardens), Whakarewarewa Maori Köyü (A Living Maori Village)
Günün Özeti: İlginç sülfür kokusuyla ve termal sularıyla ünlü Rotorua’ya nihayet vardım. İlk durağım geniş ve yeşil bir alan içerisinde yer alan Devlet Parkı’ydı. Rotorua Gölü kıyısında yer alan bu park, bir İngiliz ailesi tarafından dizayn edilmiş. Parkta yer alan Rotorua Müzesi kapalı olduğu için ziyaret edemedim. Gül bahçesi, bowling salonu, golf ve polo sahalarıyla birlikte güzel bir parktı. Parktan sonra, Rotorua’ya asıl geliş sebeplerimden biri olan Whakarewarewa Maori Köyü’nü ziyaret ettim (35 NZD / 90 TL). Bu ilginç köyde geçirdiğim birkaç saatin ardından önce The Warehouse’a gidip ocağım için gaz kapsülü aldıktan sonra kamp yerine geçtim. Buradaki tek kapalı barbekü alanında akşam yemeğimi pişirebildim.
Rotorua’daki ilginç Maori köyünü anlatan gezi yazısı: Whakarewarewa Maori Köyü
12.Gün
Rota: Rotorua
Kamp Yeri: Hamurana Reserve (Ücretsiz)
Gezdiğim Yerler: Kuirau Park, Rotorua Kütüphanesi
Günün Özeti: Roturua’nın merkezinde gezdiğim ve vakit geçirdiğim bir gün oldu. İlk önce, kaynayan çamur havuzlara ve termal göllere sahip olan Kuirau Park’a gittim. Bir film setindeydim adeta. Ayaklarınızı sokabileceğiniz küçük termal havuzlar da oluşturulmuş. Fokur fokur kaynayan çamurları görmek ilginç bir tecrübe oldu. Bu farklı parkın ardından bir kütüphaneye gittim. Gelibolu hakkında yazılmış olan kitaplardan birini inceledim. Gelibolu’yu bir de onların tarafından okumak güzeldi. Ayrıca bu kütüphanede, telefon ve kameramın pilini de şarz edebildim. Kütüphanede geçirdiğim süre zarfında aracı Devlet Parkı’nın içerisine park ettim. Bir tek orada 3 saatlik ücretsiz park yeri vardı. Kamp yeri için yine “Hamurana Reserve” kamp alanını tercih ettim.
13.Gün
Rota: Hamurana <> Whakarewarewa Forest (27.6 Km x2)
Kamp Yeri: Hamurana Reserve (Ücretsiz)
Gezdiğim Yerler: Hamurana Doğal Su Kaynağı (Springs), Mavi Göl, Yeşil Göl, Kaybolmuş Köy (Buried Village), Okere Şelaleleri
Günün Özeti: Kamp yerimin hemen karşısında bulunan Hamurana Kaynağı’nı ziyaret ederek güne başladım. dev Kızılçam ağaçlarının arasından ilerleyen güzel bir yürüyüş parkuruyla, pırıl pırıl bir su kaynağına ulaştım. Suyun yeryüzüne çıkışını dikkatli bakınca fark edebiliyorsunuz. Ardından Rotorua’da yer alan göllerden biri olan Mavi Göl’e gittim. Yüzmeye ve bu güzel gölün keyfini çıkarmaya gelenlerle doluydu. Gölün etrafındaki yürüyüş parkurununun bir bölümünü yürüdüm. Ardından Maorilere ait bir göl olan Yeşil Gölü uzaktan görebileceğim bir seyir noktasına geçtim. Kısa bir molanın ardından Okere Şelaleleri’ne giderken, Te Arawa kabilesinin atalarından biri kabul edilen Ohomairangi’nin ahşap oyması anıtına denk geldim. Daha sonra 7 metrelik şelaleye kolay bir yürüyüş yoluyla ulaşılıyor. Şelaleleri oluşturan nehir, en çok rafting yapmak isteyenler tarafından kullanılıyor. Ardından kamp yerine geçip, bir güzel günü daha tamamladım.
14.Gün
Rota: Hamurana > Whakatane > Opape (141 Km)
Kamp Yeri: Opape Motor Camp
Gezdiğim Yerler: Salt March Seyir Noktası
Günün Özeti: Yumurta, domates, zeytin ve peynirden oluşan klasik bir kahvaltı ile güne başladım. Fransız bir çiftten gördüğüm, alüminyum folyo ile barbekü setleri üzerinde bir şeyler pişirme tekniğini, daha sonra bir gün kullanmak için aklımın bir kenarına yazdım. Aracın içindeki onlarca gezi broşürü ve dergisini organize ettikten sonra saat 3 gibi kamp yerinden ayrıldım. Güzergahım üzerinde birçok irili ufaklı güzel göl vardı. Ayrıca farklı mezheplere veya inanç gruplarına ait bir sürü de kilise mevcuttu. O açıdan dindar bir ülke diyebilirim. Yol üzerinde gördüğüm Salt March Seyir Noktası’na uğradım ama uğramasam da olurmuş. Akşamki kamp yerimde bir mutfak bulunduğundan, güzel bir market alışverişinin ardından kamp yerine geçtim. Kuzu eti Yeni Zelanda’da çok ucuz. Ayrıca not düşmek gerekirse, bugün 1000. kilometreye ulaştım! Bir Karadenizli olarak bunu çay içerek kutladım.
15.Gün
Rota: Opape
Kamp Yeri: Opape Motor Camp
Gezdiğim Yerler: Opape Sahili
Günün Özeti: Kamp yerindeki imkanlar iyi olduğundan, bir gece daha burada kalıp yoğun günler öncesi dinlenmek istedim. Güzel bir kahvaltı, büyük bir öğle yemeği ve farklı bir akşam yemeği ile enerji topladım. Kamp mutfağında tanıştığım iki İsviçreli gezginden sıfırdan ekmek yapımını öğrendim. Yolculuğumun geri kalanı ile ilgili rota hesaplamaları yaparak, kitap okuyarak ve müzik dinleyerek günü geçirdim. Bu arada Güney Adası’na geçiş için feribot biletimi de ayırttım. Hesaplamalarıma göre tahmin ettiğimden daha yavaş ilerliyorum ama olsun vaktim var. Daha önceden aldığım cider’ı Opape Sahili’nde gün batımına karşı içerek günü tamamladım. Sahilde bulunduğum anlarda onlarca martının midyeleri yüksekten bırakıp kırmaya çalışmalarını izlemek ilginçti.
16.Gün
Rota: Opape > East Cape (155 Km)
Kamp Yeri: East Cape Campground
Gezdiğim Yerler: Raukokore Anglikan Kilisesi, Waihau Koyu
Günün Özeti: Sabah erkenden kahvaltı yapıp, kamp yerinden ayrılmak için hazırlandım. Yeni Zelandalı ailelerin yaz kampı için gönderdiği çocuklar da kamptaydı. Mutfakta onlarla türkçe kelimeleri söyleyip, ingilizce karşılıklarını tahmin etmeye çalışacakları küçük bir oyun oynadık. Keyifli dakikalardı. Fazla geç olmadan Opape’den ayrıldım. Kısa süre sonra gördüğüm; “Te Whanau A Apanui kabile topraklarına giriş yapıyorsunuz.” yazısı ile karşılaştım. East Cape yani Doğu Burnu’nun Maorilerin dominant olduğu bir bölge olduğunu duymuştum. Kamp yerine doğru giderken ‘Anglican Church of Raukokore’ adında küçük bir tarihi kiliseyi de ziyaret ettim. Doğu Burnu, sadece yabancılar tarafından değil Yeni Zelandalılar tarafından da pek ziyaret edilen bir yer değil. Turum sonunda, Yeni Zelanda’yı bir Yeni Zelandalı’dan daha çok gezmiş olacağım sanırım.
17.Gün
Rota: East Cape > Mahia (256 Km)
Kamp Yeri: Blue Bay Free Camp (Ücretsiz)
Gezdiğim Yerler: Doğu Burnu Deniz Feneri (East Cape Lighthouse), En Yaşlı Puhutukawa Ağacı, Talugo Koyu, Kaptan Cook Yürüyüşü, Gisborne, Fakirlik Koyu (Poverty Bay) Gisborne Botanik Bahçesi
Günün Özeti: Geceyi, ‘East Cape’ Kamp Alanı’nda geçirdikten sonra sabah 4’te Doğu Burnu Deniz Feneri’nde gün doğumunu izlemek için uyandım. Bu özel ziyaretin ardından dünyadaki en yaşlı Pohutukawa ağacını görmeye gittim. 600 yıllık bu ağacın gövdesinin 4 metre genişlikte olduğu söyleniyor. Bu ağaç o kadar yaşlı ki, Captan Cook Yeni Zelanda’ya adım atan ilk Avrupalı olduğunda bu ağaç yaşıyordu. Bu güzel ağacı ziyaret ettikten sonra Gisborne’a doğru yola çıktım. Önce tarihi bir kilise olan Aziz Meryem Kilisesi’ne uğradım. İçerisinde el işçiliği muazzam olan ahşap oyma eserler vardı. Kısa bir moladan sonra Talugo Koy’una giderek, Kaptan Cook’un Yeni Zelanda’ya ilk adım attığı yeri görmeye gittim. 6 kilometrelik bir yürüyüş yolu parkurunu tamamlayarak koya ulaşabiliyorsunuz. Londra’dan yola çıktığı ‘Endeavour’ adlı gemiyle Yeni Zelanda’ya ilk buradan giriş yapmış. O andan sonra tüm bir adanın ve Maorilerin hayatı değişmiş. Kaptan Cook’a selam verdikten sonra Gisborne’a uğradım. Gisborne, Yeni Zelanda şartlarında büyük bir şehir. Buradaki botanik bahçesini de ziyaret ederek kamp yerine doğru yol aldım.
Dünyada güneşin ilk doğduğu yeri anlatan gezi yazısı: Doğu Burnu Deniz Feneri
18.Gün
Rota: Mahia > Te Urewera (114 Km)
Kamp Yeri: Big Bush Campsite (Ücretsiz)
Waikaremoana Gölü’ne ve bu gölün çevresindeki Waikaremoana Yürüyüşü’ne yakın bir konumda bulunuyor. Ücretsiz olduğu için, bu birkaç günlük yürüyüşü tamamlamak isteyenler sık sık uğruyor. Bazıları araçlarını buraya bırakarak yürüyüşe çıkıyor. Oldukça geniş, sessiz ve yeşil bir alana sahip. Su temin ediyorlar ancak kullanmadan önce kaynatmanız gerekiyor.
Gezdiğim Yerler: Wairoa
Günün Özeti: Yoğun geçen dünün ardından çok yorulmuş bir şekilde yeni güne uyandım. ‘Big Bush’ kamp alanına doğru yola çıkmadan önce Gisborne’lu bir çift ile tanıştım. Birkaç yıl öncesine kadar Yeni Zelanda’da istenilen yerde kamp yapmanın mümkün olduğunu ancak çevreyi kirleten kampçılar yüzünden artık bunun yasak olduğunu anlattılar. İnsanoğlu kıymet bilmiyor ne yazık ki… Kamp yerinden ayrıldıktan sonra ilk önce Wairua’ya uğradım. Burası 1-2 büyük markete sahip küçük bir kasaba. Küçük bir de deniz feneri var ama o kadar. Turizm ofisinden bölge ile ilgili bilgi aldıktan sonra Te Urewera Milli Parkı’ndaki ‘Big Bush’ kamp yerine geçtim.
19.Gün
Rota: Te Urewera
Kamp Yeri: Big Bush Campsite (Ücretsiz)
Gezdiğim Yerler:
Günün Özeti: Sabah 7’de bir fırtınaya uyandım. Çadırı söküp araca geçmek zorunda kaldım. Bugünü dinlenmeye ayırdım. Telefonun hafızasını temizledim, İspanyolca çalıştım, kitap okudum… Öğle ve akşam yemekleri için menemen, tuna ve soslu makarna yaptım. Uzun zaman sonra ilk defa tencerede mısır da patlattım. İnsan uzak kalınca en basit şeyleri bile özlüyor… Gün içerisinde kamp yerine durup dururken 3 tane at geldi. Yaklaşık yarım saat sonra bir adam elinde iplerle atlara doğru koşunca, aksiyon dolu dakikalar yaşandı. Bu kamp yerinin en sevdiğim yanlarından biri de hiç sivrisinek veya kum sineği olmamasıydı. Yeni Zelanda’nın özellikle de Güney Adası’nda kum sinekleri kamp yerlerinde rahatsız edici olabiliyorlar. Bu arada bugün bir İngiliz kampçıyla tanıştım. O da aracıyla gezenlerdendi. Aracını bu kamp yerine park edip, ertesi sabah 3 günlük doğa yürüyüşü parkurunu tamamlamaya gideceğini söyledi. Kendisine bol şans diledim.
20.Gün
Rota: Te Urewera
Kamp Yeri: Big Bush Campsite (Ücretsiz)
Gezdiğim Yerler: Onepoto Mağaraları, Lou Seyir Noktası
Günün Özeti: Te Urewera Milli Parkı’ndaki ilk günümde Onepoto Mağaraları’nı ve Lou’nun Seyir Noktası’nı ziyaret ettim. Bir yürüyüş parkuru aracılığıyla çeşitli boyutlarda ama derin olmayan ve birkaç mağaradan oluşan Onepoto Mağaraları gezilebiliyor. Lou Seyir Noktası’ndan, Waikaremoana Gölü pırıl pırıl suyu ve ormanla çevrili manzarasıyla muhteşem görünüyor. Kamp yerine geri döndükten sonra yaptığım hesaplamalara göre günlük ortalama 25 NZD (65 TL) harcıyormuşum. Bunun 13 NZD (30 TL) kadarı benzine gidiyor. Ayrıca şu ana kadar 1600 Km yol yapmışım. Tahmin ettiğimden daha fazla mesafe kat ediyorum. Harcamalarım şimdilik iyi görünüyor.