Bir Dolandırıcılık Hikayesi: Poi Pet Sınırı

Bir solukta okuyacağınız bu hikaye, Phnom Penh’den Bangkok’a minibüsle gitmeye çalıştığım gün yaşadıklarımı anlatıyor. Poi Pet Sınırı, Tayland ve Kamboçya arasındaki en popüler sınır kapısı. Tayland’dan Kamboçya’ya gelirken bir sorun yaşamayınca ve uçak biletleri de çok pahalı olunca, tekrar aynı rotadan Bangkok’a geri dönmeyi düşündüm. Pek iyi bir karar vermediğim çok geçmeden ortaya çıktı.

Yağmurlu bir günün sabahında…

Phnom Penh’deki son günümün sabahı, bir sandviç ve muz yedikten sonra 7’yi çeyrek gece otelden ayrıldım. Beklediğim servisin gelmeyeceğini öğrenmem üzerine, Mekong Express’in bilet ofisine kadar hafif yağmur altında yürüdüm. Ofise vardığımda minibüsün 8’de değil de, 8 buçukta yola çıkacağı söylendi. Hem İngilizceleri zayıf olduğu için hem de durum değişmeyeceği için bir şey demeden beklemeye koyuldum. 8 buçuk gibi minibüs geldi ve toplam 6 yolcu ile yola çıktık.

3 yolcu Battambang’da indi. Moladan sonra benimle birlikte 2 yolcu olarak devam ettik. Yoğun yağmur eşliğinde Poi Pet‘e geldiğimizde, Mekong Express’in ofisi önünde durduk. 2. yolcu da  minibüsten indi ve gözden kayboldu. Bangkok yolcusu olarak sadece ben kalmıştım artık. İçeriden boynunda Mekong Express yaka kartı asılı olan bir genç minibüse geldi. Sınırı geçmeden önce bir iki form imzalamam gerektiğini söyleyerek içeriye davet etti. Formları doldurduktan sonra tam çıkarken, X-ray için çantamı arabadan indirmeleri gerektiğini söylediler. Ben şaşırdım önce. Böyle bir şeyi ne gezi sitelerinde okudum, ne de birinden duydum. Kaldı ki aynı şeyle Tayland’dan Kamboçya’ya gelirken karşılaşmamıştım. Minibüsün şoförü, sorun olmadığını ve beni sınırın diğer tarafında çantalar ile birlikte karşılayacağını söyledi. Şoför garanti verince kabullendim yoksa en kötü çantamla birlikte yürüyerek geçerdim o sınırı. Yaşlı bir adam çantamı araçtan indirdi ve ofise getirdi. Şoför bana başka çantam olup olmadığını da sorduktan sonra; “Diğer tarafta görüşürüz.” diyerek minibüsle birlikte gitti.

Phnom Penh'deki Mekong Express Bilet Satış Ofisi, Kamboçya (Poi Pet Sınırı)
Mekong Express Phnom Penh Ofisi
Kamboçya - Tayland Yolu ( Poi Pet Sınırı )
Trafik polislerinin giydiği terlikler dikkat çekici

Pasaport Kontrolü Maceram Başladı…

Kamboçya gümrüğüne gittim. Görevlilerden biri, telefonda bir çeşit kağıt oyunu oynuyordu. Benim işlemlerimi yapan diğer görevli de bir yandan ona hangi kağıdı atması gerektiğini söylüyordu. İçeride toplam 10 dakika bile kalmadım ve Tayland gümrüğüne doğru yürümeye başladım. Mekong Express’ten yaka kartlı biri yol üzerinde beni gördü ve aynı yolda ilerlememi söyledi. İlerliyordum ama yağmur öyle bir yağıyordu ki… Benden başka pek kimse de görünmüyordu ortalıkta. Hızlı bir şekilde o yağmurda ve bozuk yolda Tayland gümrüğüne doğru ilerlemeye çalıştım. Bir başka yaka kartlı Kamboçyalı daha önüme çıktı. Minibüsün beni sınırın diğer tarafında bekleyeceğini, bulamazsam Star Plaza‘ya gitmemi söyledi. Mekong Express’ten biri beni bekleyecekmiş. Star Plaza dediği yer küçük bir alışveriş merkezinden ibaret. Teşekkür ettikten sonra yürümeye devam ettim ve Tayland gümrüğüne vardım. O yağmurda kaç dakika sürdü toplam bilemiyorum ama yıllar geçti gibi geldi bana. Yolda da herhangi bir işaret yok. Tamamen doğaçlama gidiyorsunuz. Önünüzde ilerleyen turist gruplarına denk gelirseniz şanslısınız.

Pasaport kontrolüne girdiğim sırada, diğer birçok turist saniyenin onda biri hızla pasaportuna vize damgasını aldı ve geçti. Bense tekrar bekleme masasına geçtim. Tayland’dan Kamboçya’ya gelirken de beklemiştim. Yalnız bu sefer daha uzun sürdü. 1 yıllık Yeni Zelanda vizeli pasaportum olmasına rağmen beklememi uygun gördüler. Sanki Yeni Zelanda’ya gitmekten vazgeçip bunların başına musallat olacağım. Aradan 10 dakika kadar geçti. Çalışanlardan birinin yanına gittim, “Sorun nedir?” diye sordum. Beklemem gerektiğini söyledi. 10 dakika daha geçti. Gittim yine sordum: “Benimle sorununuz nedir?” diye. O konuştuğum görevli kadın, pasaportumu rehin tutan gümrük memuruyla bir şeyler konuştu. Pasaportumu aldı ve geldi. Fotokopisini çekip bana teslim etti. Zorla aldığım pasaportumda 15 günlük vize damgası vardı. Eğer Yeni Zelanda vizem olmasaydı neler yaşardım orada bilmiyorum. Bangkok’a hava alanından giriş yaptığımda soru bile sormadan vizemi vermişlerdi.

Neyse dedim artık çıkayım buradan da minibüse geçeyim. Belki geçeyim. Minibüs ortalıkta yok. Star Plaza ise bir dakika yürüme mesafesinde ileride hemen görmemek imkansız. Yalnız yağmur hala deli gibi yağıyor. Muson yağmurusun anladık ama bir dur artık. Star Plaza’ya yaklaşırken, şemsiyeli birinin bana el salladığını gördüm. İyi bari beni bekleyen biri var diye sevindim. Beni 100 metre ilerideki Mekong Express’in bilet ofisine götürdü.

Gerçek Poi Pet’le Tanıştım…

Asıl hikaye buradan sonra başlıyormuş meğer. İçeride kovboy şapkalı bir adam vardı sadece. “Nerelisin, nereye gidiyorsun?” gibi klasik sorularla benimle konuşmaya başladı. Meraklı Kamboçyalı’nın biri turistlerle muhabbet etme çabasında diye düşündüm. O ara, beni getiren Mekong Express çalışanı yağmurdan dolayı seferlerin iptal olduğunu söyledi. Söyleyemedi de gerçi, kovboy şapkalı Kamboçyalı yardım etti. Onun İngilizcesi görece daha iyiydi. “Peki şimdi ne olacak?” dedim. Cevap yok. Bu arada, sırt çantam da hala kayıp. Neyse ki, aradan 10 dakika geçtikten sonra çantamı araçtan indiren aynı adam, yanında çelimsiz bir çocukla birlikte çantamı getirdi. Hemen kontrol ettim tabi. Üzerinde kilit vardı ve en azından dokunulmamıştı. X-ray testinin de bir yalandan ibaret olduğunu sonradan fark ettim. Oradakilere, o gece Bangkok’ta bir otelde yer ayırttığımı ve gitmem gerektiğini söyledim. Söyler söylemez, kovboy şapkalı yerinden kalktı ve elinde bir hesap makinesine 2000 (Baht / 200 Lira) yazarak; “Private car.” dedi. Hesap makinesini de hazır tutuyordu herhalde cebinde. Biletimin olduğunu ve Mekong Express minibüslerinden biriyle birlikte gitmek istediğimi söyledim. Bir şey demeden çıktı gitti.

Bir süre sonra Kamboçyalı bir genç ile birlikte geri geldi. Bu yeni gelenin İngilizcesi diğerlerinden biraz daha iyiydi ve bu noktadan sonra benimle konuşan O oldu. Ben reddettikçe daha iyi İngilizce bilen biri devreye giriyor. Bana 5’er Dolar ücret iadesi yapacaklarını ve biletimi teslim etmem gerektiğini söyledi. (Nasıl yani?) 25 Dolar ödediğim bileti ne idüğü belirsiz bir yerde teslim ettikten sonra ne yapabilirdim orada? İngilizcesi çok iyi olmamasına rağmen “Refund (Para iadesi)” demeyi de biliyordu. Dersine iyi çalışmış belli ki. Ben, “Öyle olmaz.” deyince, diğer alternatifimin kovboy şapkalı adamın teklif ettiği “Private car” olduğunu söyledi. “O hiç olmaz.” dedim. Bunun üzerine, minibüs için geç kaldığımı ve minibüsün gittiğini söyledi. İyi de tek yolcusu zaten benim. Bomboş niye gidiyor bu minibüs? E hani yağmurdan dolayı iptal olmuştu?  Ne yapsam, nasıl yapsam diye düşünmeye başladım. Bir yandan da Bangkok’taki otel ile iletişime geçip, kartımdan ilk gece fiyatını çektikten sonra rezervasyonumu iptal etmesinler diye uğraşıyordum. Bir şekilde Bangkok’a varabilirsem, en azından kalacak yer derdine düşmemem lazımdı. Ofisin internetiyle bir yandan da mail atmaya uğraştım.

Tayland - Kamboçya Sınırı
Tayland’dan Kamboçya’ya gelirken çekmiştim

Pazarlıklar Devam Ediyor…

O ara bu genç Kamboçyalı yanıma geldi. Ofisin birazdan kapanacağını ve karar vermem gerektiğini söyledi. Hava kararmak üzereydi ve inanın, Poi Pet hava karardıktan sonra olmak isteyeceğiniz son yerlerden biridir. Tek bir ışık kaynağı var sokakta. O da saat 10’da kapanan Star Plaza’dan geliyor. Etrafta ne polis ne güvenlik görevlisi hiçbir şey yok. Zaten sınır da öyle bir sınır ki, elinizi kolunuzu sallayarak geçersiniz. Başımıza bir iş gelmesin diye kendimiz gidip pasaporta damga istiyoruz neredeyse. Eğer Kamboçya vizenizi internetten almazsanız, bu sınırdaki memurlar ve çevrede dolaşan dolandırıcılar sizden para koparmaya çalışıyorlar. Uyanık olursanız ancak sadece vize ücretini ödeyerek geçersiniz. Öyle bir sınır kapısı. Eğer bu ofis kapandıktan sonra bir yere gidemezsem, geceyi nasıl geçirirdim? Bu arada da Mekong Express’in ofisinin  önündeki alana değişik çapta minibüsler gelip gitmeye devam ediyor. Seferlerin yağmurdan iptal olduğu falan yok yani. Sadece Mekong Express’in minibüsüne mi yağıyor bu yağmur…

Bu genç Kamboçyalı tekrar yaklaşarak, kovboy şapkalının bana sorumluluk bilinci içerisinde yardımcı olmaya çalıştığını söyledi ve ekledi: “İki seçeneğin var. Ya 5 Dolar ücret iadesi, ya da ‘Private car’. Saat ilerliyordu ve artık bir karar vermem gerekiyordu. Bu özel araç için ne kadar ödemem gerekiğini sordum. Kovboyla fiyatı konuştu ve 32 Dolar ödemem gerektiğini söyledi. İlk söylenen fiyat 28 Dolar’dı!? Çok pahalı olduğunu söyledim ve ekledim: “Size bir teklifim var. Alın biletimi, minibüs yerine şu bahsettiğiniz özel araçla gideyim Bangkok’a.” Düşünmeden reddettiler. Bir ara buradaki ofiste çalışan görevli, biletimi kontrol etme bahanesiyle aldı ve masasındaki bir kitabın altına koydu. Bir şekilde bir boşluk yakaladım ve gittim bileti geri aldım. Tek garantim o biletti. Yoksa öyle miydi? Elimdeki tek resmi (?) belge oydu en azından.

Bilet Satıcıları Aslında Bilet Satıcısı Değil…

Diğer bilet satıcılarıyla konuşup, Mekong Express’e karşı pazarlıkta kullanmak için fiyat almaya gittim. Her biri birbirinden daha sahte görünüyordu ve güvenmemem gerektiğini biliyordum. Konuştuklarımdan biri: “15 dakika sonra bir minibüs kalkacak, bilet 15 Dolar.” dedi. Tabi ki yalandı. Mekong Express’e dönüp bunu anlatınca, onların dolandırıcı olduğunu ve herhangi bir minibüsün beni almaya gelmeyeceğini söylediler. Yalnız şöyle bir şey var. Burada Mekong Express’te biletli olduğum halde de bir yere gidemiyorum. Sizin farkınız ne yani!? “Biz ülkenizi ziyaret etmeye ve para harcamaya geliyoruz, şu yaptığınız muameleye bakın.” dedim. Genç Kamboçyalı sanki hiçbir şey dememişim gibi: “Ya 5 Dolar ya da ‘Private car’.” dedi. “Minibüslerinizden biri beni Bangkok’a bu biletle götürecek.” deyip kabul etmedim. 1-2 dakika sonra bu Kamboçyalı genç: “Bu gece minibüs yok, seni ancak yarın götürebilirler. Şurada bir tane otel var ama gecelik oda fiyatı 30 dolar. Ya 32 dolar verirsin bu akşam gidersin, ya da otele 30 Dolar verir yarını beklersin.” dedi. “Ben ikisine de bir şey ödemek istemiyorum, gider gümrükte sabahlarım.” dedim. Herhalde gümrük binası geceyi geçirmek için güvenlidir diye düşündüm. Bunun üzerine Kamboçyalı genç, gümrüğün saat 10’da kapandığını ve orada kimsenin kalmadığını söyledi. Yalan olma ihtimali yüksek olsa da, yine de emin değildim.

Kamboçya'dan Tayland'a Giden Minibüs
Beni Bangkok’a götürmesi gereken minibüs buydu

Yalnız bildiğim bir şey vardı. O da bu dolandırıcılara para vermemek. Hiç olmazsa güvende olup, dinlenmek için otele gitmeye razıydım. Gerçi otel çalışanı da bu tezgaha dahil olmuş olabilir. Kim bilir… Onlara, otele gideceğimi ve yarın gelip minibüse bineceğimi söyledim. Hoşlarına gitmedi ve aralarında Kmerce bir şeyler konuştular. Geç olsa da fark ettim ki bu kovboy aslında ‘Private car’ın sürücüsüymüş. Üç beş kuruş koparabilmek için kaç saattir orada mücadele veriyormuş. Kamboçyalı genç döndü bana dedi ki: “Anlamıyorum. 30 Dolar verip otelde kalacaksın. 2 Dolar daha verip bu gece gitmiyorsun.”. Ben, “Gecenin bir yarısı bu adama nasıl güvenebilirim ki?” deyince yılın sorusu geldi: “Tanrı’ya inanıyor musun?”. “İnanırım veya inanmam niye soruyorsun?” dedim. “Eğer Tanrı’ya inanıyorsan, bu sürücüye de inan.” demez mi. Buyurun bir de buradan yakın. Bana bir de söz veriyor ki beni sağ salim götürecekmiş Bangkok’a. Hangi mantıkla biletimden vazgeçip, üstüne bir de para ödeyip güveneceğim bu adama? “Ben otele gidiyorum.” dedim ve sırt çantamı alıp oradan çıktım. Ben çıkar çıkmaz ofisi kapattılar.

Geceyi Otelde Geçirmek Tek Seçeneğim Olarak Görünüyordu…

Neyse ki otel yakın mesafesindeydi ve yağmur dinmişti. Durumumu resepsiyonda anlattım ve bir indirim bekledim. Resepsiyonist, indirim kelimesinin sözlükteki varlığından haberdar değilmiş gibi davrandı. Bir odanın 720 Baht (20 Dolar) olduğu masanın üzerindeki bir tabloda yazıyordu. Oda anahtarı için de depozito istedi. O da 720 baht. Üzerimde o kadar nakit yoktu ve banka kartımı kullanmaya da hiç niyetli değildim. Onun pazarlığını yaparken, resepsiyona orada çalışanlardan biri olduğunu tahmin ettiğim orta yaşlı bir kadın geldi. Yardımcı olmak için resepsiyonistle Kmerce ve benimle İngilizce konuşarak pazarlığa dahil oldu. Tam bu anda, otelin resepsiyonuna çantamı oradan oraya sırtında taşıyan Kamboçyalı yaşlı adam geldi. “Bus, bus!” diye seslendi. Otel çalışanı kadın onunla Kmerce bir şeyler konuştuktan sonra bana döndü ve: “Seni bekleyen bir otobüs var. Acele et!” dedi. Daha cümlesini tamamlayamadan ben sırt çantamı kaptım ve düştüm adamın peşine.

Bilet ofisi hala kapalıydı ama bu sefer önünde bir minibüs vardı. Kovboy şapkalı sürücü, 30’lu yaşlarında Tayland’lı bir çift ve yanında çocuğuyla bir Kamboçyalı Kadın minibüsün önünde bekliyordu. Kovboy benden 200 Baht (6 Dolar) istedi. Zaten biletim olduğunu ve para ödemek istemediğimi söyledim. 1-2 saniye durdu ve: “Ok, no money.” dedi. Minibüse geçmemi işaret etti. Para vermeyeceğimi tekrar tekrar söyledim ve oluru aldıktan sonra minibüse geçmeye karar verdim. Bu arada minibüsü bekleyen Taylandlı çift, aynı sizin bizim gibi sıradan insanlar olarak göründüler gözüme. Taylandlı adama İngilizce bilip bilmediklerini sordum. “Little.” dedi. Nereye gittiklerini sordum. “I go Bangkok.” dedi. Senin o “I go Bangkok.” diyen dillerini yesinler diyemedim tabi. Bu Taylandlı çift olmasaydı büyük ihtimalle binmezdim o minibüse. Poi Pet öyle bir yer ki, kimseye güvenmemeniz lazım. O ara iri yarı Amerikalı bir genç minibüse yaklaştı. Kovboya 300 Baht (9 Dolar) ödedi ve minibüse geçti. Minibüsteki konuşmalarımızdan öğrendiğime göre, 1 senedir Bangkok’ta yaşıyormuş. 30 günlük Tayland vizesi olduğu için her ay Kamboçya’ya gelip, sınırdan yeni vize alarak dönüyormuş.

Biletleri Öyle Kolay Alamazsın…

Herkes minibüse geçti. Çantamı taşıyan yaşlı Kamboçyalı da minibüs kalkana kadar içerideydi. Kovboy benden biletimi isteyince, Bangkok’a gittiğimizde vereceğimi söyledim. Tayland’li çift de önümde oturuyordu ve yardımcı olmak için konuşmaya dahil oldular. “Bileti ancak Bangkok’a gittiğimizde alabilir.” dedim ve Kmerce anlattı kovboya. (Yalnız şoför hala kovboy şapkasını takıyor.) Taylandlı adam bana dönüp şoförün kabul ettiğini söyledi. Bu sırada, Mekong Express ofisinin interneti hala açıktı ve otele gece geleceğimi söyleyen bir mail attım. O ara bu Kamboçyalı yaşlı adam; “Good luck!” dedikten sonra ilginç bir kahkahayla minibüsten indi.  Artık gitmeye hazırdık.

Ben, uzun boylu Amerikalı genç, yanında çocuğuyla bir Kamboçyalı kadın ve bir Taylandlı çiftle birlikte yola çıktık. Yaklaşık 30 dakika sonra Kamboçyalı kadın çocuğuyla birlikte indi ve karanlıkta kayboldu. 1 saat sonra da bir benzinlikte mola için durduk. Şoför hariç herkes, benzinliğin yanındaki yolda dizili 3-4 yemek satıcısının yanına gitti. Ben de oraya yöneldim. İştah açıcı bir koku yayılmıyordu oradan. Sattıkları meyvelerin bile morali bozuktu. Ben bir yandan da kovboyu ve minibüsü göz ucuyla takip ediyordum. Ne olur ne olmaz. Yaklaşık 20 dakika sonra, kovboy minibüse geçmemizi söyledi. Bir daha mola vermeden, gece 11’de Bangkok’a geldik. Önce Taylandlı çift indi. Kısa bir süre sonra da Amerikalı genç; “Burası bana uyar.” dedi ve indi. Kaldık kovboyla baş başa. O an nerede olduğumu telefondan takip ediyordum. BTS (Metro) duraklarının birine yaklaştığımızı görünce inmek istediğimi söyledim. Kaldığım otel bir metro durağına çok yakındı. İnmeden önce kovboya bileti verdim ve teşekkür etmedim!

Poi Pet…

Özetlemek gerekirse, Phnom Penh’den Bangkok’a uzun ve yorucu bir mücadelenin ardından varabildim. Sizlere tavsiyem, Poi Pet Sınırı’nı bu iki ülke arasında geçiş olarak kullanmamanız yönünde. Mümkünse bir uçak bileti kadar hafif bir şekilde rahat geçmeniz güzel olur. “Yok ben illa macera arıyorum.” diyorsanız da, otobüs biletinizi Poi Pet’e sabah saatlerinde düşeceğiniz şekilde ayarlamalısınız. En azından olumsuz bir durumda akşama kadar vaktiniz olur. Poi Pet bir film seti gibi. “Nasıl olur da biz bu turistlerden daha fazla para koparabiliriz?” diye düşünüp burayı kurmuşlar. Olur da buraya yolunuz düşerse, kimseye güvenmemeye çalışın. Kameranızı, telefonunuzu vb. çantalarınızdan çıkarmayın. Sadece dikkatli olursanız sorun yaşamadan Poi Pet’i terk edebilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaşın
Subscribe
Bildir
guest
1 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Enzoo
Enzoo
2 yıl önce

Bro, o sahtekarlar Kambocyali değil Taylandlı…
10 senedir, bende bu sınır kapısını kullanıyorum, 1 gece casinolarda kaliyorum sabahlamak için, sonra vizeyi alıp dönüyorum.

Scroll to Top