Melaka Turizm Ofisi’ndeki kültürel tur broşürlerinde, Kampung Morten Yürüyüş Turu adında ücretsiz bir tur olduğunu görünce katılmak istedim. Nehrin kenarındaki yürüyüş yolunu takip ederek tarihi Villa Sentosa’ya ulaşabileceğimi fark ettim. Güzel bir günü değerlendirmek için yola çıktım. ‘Kampung’, Malezya dilinde ‘köy’ anlamına geliyormuş. Morten adındaki bir adamın, arsasını 100’e bölüp satmasıyla Kampung Morten ortaya çıkmış. Her bir parçayı 100 Dolar karşılığında Malezyalılara satmış. Anlaşmaya göre, satın alanlar da sadece Malezyalılara satabileceklermiş. Tur rehberi, bu kültür turun kar amacı gütmeyen bir derneğin projesi olduğunu anlattı. Köyün kültürel değerlerinin kaybolmaya başladığını ve koruma altına almaya çalıştıklarından bahsetti. Köydeki birçok ev ‘Homestay’ (bir konaklama yeri) haline gelmiş. Bir çoğunu da aynı insanlar almış. Sadece birkaç tane gerçek köylü insan yaşıyormuş bugün.
Kampung Morten…
Villa Sentosa’ya vardığımda, beni bir tur rehberi karşıladı. Benden başka 4 kişi daha vardı. Kısa bir sohbetten sonra bizi evin içine yönlendirdi ve kendisi dışarıda bekledi. Evin içine girdiğimiz andan itibaren de yaşlı bir Malezyalı tarafından memnuniyetle ağırlandık. Babası bu evi 1920 yılında inşa etmiş. Kendisi bu evin şimdiki sahibi ve hala eşiyle burada yaşıyormuş. Bize evi gezdirirken çok heyecanlıydı. Gösterdiği birkaç imza dolu defteri inceleyince, dünyanın neredeyse her noktasından bu evi ziyaret etmeye gelenler olduğunu gördük. Türkiye’den de birkaç ziyaretçisi olmuş.
Evi Geziyoruz
Tek katlı olan bu evde; geniş bir oturma odası, mutfak, misafir odası ve ebeveyn odası vardı. Ayrıca bir de ‘Evlilik Odası’ vardı. İçerisinde parlak kırmızı renkli kumaşlarla kaplı bir yatak ve 2 de özel sandalye bulunuyordu. Evin her köşesinde aileye ait fotoğraflar ve eşyalar sergileniyordu. Yaşlı adamın anlattığına göre evin en değerli eşyalarından belki de en önemlisi, 200 yıllık ‘Metal Gong’du. Hepimizden bu Gong’u üçer kere çalıp bir dilek tutmamızı istedi. Gülüşmelerle dolu birkaç dakika geçirdik. Dileklerim kabul olursa, ileride bu satırlara eklerim. 🙂
Hindistan Cevizi Ağacı
Bizi evini gezdiren yaşlı Kamboçyalı, Villa Sentosa’yı inşa eden babasının 9 oğlundan biriymiş. Rehberin daha sonra anlattığına göre, her bir erkek çocuğu doğduğunda bir tane Hindistan Cevizi Ağacı dikerlermiş. Bu yüzden evin bahçesinde 9 tane vardı. Anlatılan geleneğe göre, eğer bir erkek çocuk 19 yasına geldiğinde tembel biriyse, baba bahçedeki ağacı gösterip: “Şu ağacı görüyor musun? Meyve veren bu ağaç bile senden daha faydalı. Sen ne işe yararsın?” dermiş.
Geleneklere Göre Nasıl Ev Yapılıyor?
Evin içerisindeki gezimizi tamamladıktan sonra, rehber ile birlikte bu küçük köyde bir gezintiye çıktık. Bir yandan gezerken bir yandan da sohbet ettik. Evlerin nasıl inşa edildiğini kısaca anlattı. Örneğin, evin duvarlarını oluşturan tahtalarını birbirine geçmeli şekilde örerlermiş. Böylece ev gerektiğinde taşıyabilecekleri portatif bir hale gelirmiş. Evleri inşa etmeden önce uygulanan bir gelenekten de bahsetti. Bu geleneğe göre, inşa etmek için uygun gördükleri toprağa bir Bambu çubuğu dikerlermiş. Ertesi gün gelip kontrol ettiklerinde eğer bu bambu çubuk hala yerinde sağlam duruyorsa ve ailenin annesi de kabul ederse, evlerini buraya inşa ederlermiş. Evin tarihini belirtmek için bir madeni para; uzun yaşam, şans, bolluk ve bereket getirsin diye de farklı renklerde kumaş parçasını evin ana direğinin altına gömerlermiş.
Villa Sentosa Kültür Turu
Katıldığım bu kültür turu, düzenlenmeye yeni başlamış sayılırdı. Tur bittikten sonra bize birer tane anket dağıttılar ve görüşlerimizi istediler. Köydeki geleneksel yaşamı ve kültürü, bir Malezyalı ailenin kendi evinde görmek güzeldi. Tur güzel geçti ama sanki biraz olması gerektiğinden uzundu. Zamanla bu süreyi daha iyi ayarlayacaklardır. Sizlere de Melaka’ya geldiğinizde bu kültür turuna katılmayı tavsiye ederim.
