Batu Mağaraları, özellikle Hindular başta olmak üzere Kuala Lumpur’da en çok ziyaret edilen yerlerden biri. 3 ayrı mağaradan oluşan Batu Mağaraları, her yıl Ocak ayının sonu ile Şubat ayının başında ibadet etmek isteyen Hindular tarafından Thaipusam Festivali’ni kutlamak için akına uğruyor. Bu festivalden kısaca bahsetmek gerekirse, mitolojiye göre Hindu Tanrısı Shiva’nın eşi Tanrıça Parvati oğlu Muruga’ya bir mızrak verir. Muruga da bu mızrak ile şeytanı yenilgiye uğratır. Festival kapsamında her yıl Muruga’nın doğum gününü (Thaipusam) kutluyorlar. Thaipusam Festivali, özellikle Hindistan’ın güneyinde yaşayan Tamil halkı tarafından kutlansa da bugün Güneydoğu Asya’nın çeşitli yerlerine de yayılmış durumda. Malezya ise bu kutlamaların en yoğun yaşandığı ülkelerden biri. Bu festivali kutlayan Hindular, renkli kıyafetler giyerek, boyadıkları vücutlarına çeşitli metal parçaları veya şiş geçiriyorlar. Sanırım bu festivali anımsadınız. 🙂 Maalesef festival zamanı Kuala Lumpur’da değildim ve denk gelemedim. Umarım siz bu festivale katılma şansı yakalarsınız.
Batu Mağaraları
Batu Mağaraları; Ana Tapınak Mağarası, Ramayana Mağarası ve Karanlık Mağara olmak üzere 3 farklı mağaradan oluşuyor. Karanlık Mağara tadilat altında olduğu için ziyaret edemedim. Batu Mağaraları’na gitmek için KL Santral’daki (Kuala Lumpur Merkez Tren İstasyonu) KTM Komuter bölümüne geçip (aynı bina), oradaki gişelerden bir tren bileti (2MYR – 1.75 TL) alabilirsiniz. Buradan ilk tren 06:54’te kalkıyor. Batu Mağaraları’ndan tekrar şehre dönüş için ise son tren 22:30’da kalkıyor.
Batu Mağaraları tren istasyonunda çektiğim fotoğrafa göre: Batu Mağaraları’ndan KL Santral’e Tren Saatleri
Ana Tapınak Mağarası
Yoğun sezonda gitmediğim için, ben oradayken Batu Mağaraları genel olarak tadilat altındaydı. Ziyaret ettiğim iki mağaradan ilki olan Ana Tapınak Mağarası’na ulaşmak için 272 basamaklı dik bir merdiveni tırmanmam gerekti. Merdivene geçmeden önce, bir işçi yukarıya kum taşıtmak için herkese bir kova gösteriyordu. Bir zorunluluk olmadığı için kimisi taşıyor kimisi taşımıyordu. Merdivenlerin başından tapınak girişine kadar çok sayıda maymun olası bir yiyecek-içecek fırsatını kaçırmamak için size eşlik ediyor. Aralarından bazıları biraz agresif olduğu için yüz vermemek gerekiyor. Tapınağın girişindeki metal iskeletin üzerine çıkıp, oradaki ampullerden birini söküp aşağı atan bir maymunu bile gördüğüm oldu. Elinizde yiyecek veya içecek taşımamaya özen göstermelisiniz.
Tapınağın İçi
Tapınağa ilk girdiğimde beni görkemli bir mağara karşıladı. İçerisi bir film seti gibi adeta. Mağarada, Ramayana destanından esintiler taşıyan birçok heykel ve sembol bulunuyor. Hepsi de göz alıcı renklerde ve şekillerde tasarlanmış. Aslında bu mağara iki büyük mağaranın birleşiminden oluştuğu için, kısa bir yürüyüşle ikinci kısma doğru ilerliyorsunuz. İkinci kısma ulaşmak için de bir merdiven kullanılıyor. Buradaki mağaranın üst kısmı adeta cennete giden bir kapıyı simgelercesine ışık saçan bir açıklığa sahip. Ayrıca burada bir de küçük tapınak bulunuyor.
Ramayana Mağarası
Ramayana Mağarası, Ana Tapınak Mağarası’na çok yakın bir yerde bulunuyor. Bu mağara eski bir Hint destanı olan Ramayana destanının, renkli dioramalarla çarpıcı bir şekilde anlatıldığı mağara olarak oldukça ilgi çekici. Ramayana destanı, Güneydoğu Asya’da çeşitli dillerde farklı uyarlamalarla anlatılmasına rağmen özünde iyi ile kötünün mücadelesine dayanıyor. Mağaraya ilk adımımı attığım andan itibaren içerideki renkli atmosferin büyüsüne kapıldım. Her bir diorama bölümü için ayrı ayrı küçük bilgi panoları yerleştirilmiş. Yine de bu mağarayı ziyaret etmeden önce Ramayana destanına bir göz atmanızı tavsiye ederim.
