Ayutthaya Antik Kenti, 1350 yılında kurulan ve günümüz Tayland’ının merkezinde büyük bir krallığa dönüşen Ayutthaya Krallığı’nın başkenti. 15.yy’a gelindiğinde, bugünkü Tayland’ın büyük bir bölümünü kapsamış. 1685 yılında ise nüfusu 1 milyona ulaşarak, dünyanın en kalabalık şehri unvanını eline geçirmiş. Yüzyıllar boyunca sanat, ticaret ve politika merkezi olarak hizmet etmiş. Öyle bir zaman gelmiş ki, Ayutthaya içerisinde 400 tapınak rakamına ulaşılmış. Ancak tarihler 1700’leri gösterdiğinde, Birmanya (Bugünkü Myanmar) ordusu ile verdiği mücadeleden yenik ayrılan Ayutthaya Krallığı’nın ömrü sona ermiş. Maalesef yüzlerce tapınak ve değerli eser harap edilmiş. Örneğin; 16 metrelik altın kaplama bir Buda heykelini eritip, 160 kg kadar altına el koymuşlar.
Ayutthaya Tapınakları
Ayutthaya Tapınakları‘nı ziyaret etmek için tapınaklara ait ayrı ayrı satılan biletlerden alabilir ya da 6 tapınaklık bir kombine bilet satın alabilirsiniz. Açıkçası size bu 6 tapınaklık giriş biletini almanızı tavsiye ederim. Tapınaklar arasında öyle çok mesafe yok ve girişler toplamda çok daha ucuza geliyor. 220 Baht (23 TL) ödeyerek aldığım ve 6 tapınak için geçerli olan giriş kartım ile sırasıyla Wat Mahattat, Wat Ratchaburana, Wat Thammikarat, Wat Phra Si Sanphet, Wat Phra Ram ve Wat Lokayasuttharam tapınaklarını gezme fırsatım oldu. Bu tapınaklara ait bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.
27.05.2020 Not: TL’deki değer kaybı nedeniyle 220 Baht artık 47 TL…
1. Wat Mahattat
Wat Mahattat, Kral I. Borommarachathiraj döneminde 1350 yılında kurulmuş. Zamanla Ayutthaya Krallığı’ndaki en önemli tapınak haline gelmiş. 1767 yılında yerle bir edilene kadar kraliyet seremonilerine bile ev sahipliği yapmış. Wat Mahattat, üzerinde meşhur Buda başı figürünün isli olduğu Banyan ağacının bulunduğu tapınak olarak ilgi çekiyor. Ayutthaya’nın da simgesi haline gelmiş bu ağacın önünde bazen fotoğraf çektirmek için kuyruklar oluşabiliyor. Bir turist kafilesine denk gelseniz bile, biraz sabırlı olduğunuzda istediğiniz kareleri yakalayabilirsiniz. Fotoğraf çekimi için dikkat etmeniz gereken tek şey, saygı açısından Buda başı ile ayni seviyede olmaya özen göstermeniz.
2. Wat Ratchaburana
Kral II. Boromrachathirat döneminde inşa edilen Wat Ratchaburana, şehrin en büyük Budist tapınağıymış. Tapınağın hikayesi bir taht mücadelesine dayanıyor. Hikaye odur ki, kral öldükten sonra oğullarından ikisi (Chao Ai Phraya ve Chao Yee Phraya) fillerin sırtında birbirleriyle savaşarak ölmüşler. Bir diğer oğlu olan Chao Sam Phraya ise tahta geçerek, kardeşlerinin olduğu yerde bu tapınağı yaptırmış ve küllerini içine saklamış. Hatıraları yaşasın diye de, Pa Than köprüsü yakınlarında Chao Ai ve Chao Yi isimlerinde 2 tane Budist anıt yaptırmış. Bugün bunlardan geriye pek bir şey kalmamış maalesef.
Tapınağın en görkemli yapısı ana Pagoda. Ziyaretim sırasında ana Pagoda’nın bir bolumu restorasyon altındaydı. Yine de içeri giriş mümkündü. Merdivenleri tırmanarak ulaştığınız kubbenin içine girince, bu sefer aşağıya doğru özel bir odaya inmek zorunda kalıyorsunuz. Merdiven dik ve dar olduğu için inişte dikkatli olmak gerekiyor. Çalışmalar sırasında Pagoda’nın bu odasında değerli bir de hazine bulmuşlar. Çin kültüründen izler taşıyan, erken dönem Ayutthaya tarihine ait freskler de mevcutmuş bir zamanlar. Simdi ise şans için bırakılmış Baht’lar ve çiçekler var.
3. Wat Ratchaburana
Kral II. Boromrachathirat döneminde inşa edilen Wat Ratchaburana, şehrin en büyük Budist tapınağıymış. Tapınağın hikayesi bir taht mücadelesine dayanıyor. Hikaye odur ki, kral öldükten sonra oğullarından ikisi (Chao Ai Phraya ve Chao Yee Phraya) fillerin sırtında birbirleriyle savaşarak ölmüşler. Bir diğer oğlu olan Chao Sam Phraya ise tahta geçerek, kardeşlerinin olduğu yerde bu tapınağı yaptırmış ve küllerini içine saklamış. Hatıraları yaşasın diye de, Pa Than köprüsü yakınlarında Chao Ai ve Chao Yi isimlerinde 2 tane Budist anıt yaptırmış. Bugün bunlardan geriye pek bir şey kalmamış maalesef.
Tapınağın en görkemli yapısı ana Pagoda. Ziyaretim sırasında ana Pagoda’nın bir bolumu restorasyon altındaydı. Yine de içeri giriş mümkündü. Merdivenleri tırmanarak ulaştığınız kubbenin içine girince, bu sefer aşağıya doğru özel bir odaya inmek zorunda kalıyorsunuz. Merdiven dik ve dar olduğu için inişte dikkatli olmak gerekiyor. Çalışmalar sırasında Pagoda’nın bu odasında değerli bir de hazine bulmuşlar. Çin kültüründen izler taşıyan, erken dönem Ayutthaya tarihine ait freskler de mevcutmuş bir zamanlar. Simdi ise şans için bırakılmış Baht’lar ve çiçekler var.
4. Wat Phra Si Sanphet ve Antik Saray
Ayutthaya Antik Kenti’ndeki en etkileyici tapınak Wat Phra Si Sanphet olabilir diye düşünüyorum. 3 tane devasa Stupa (Chedi veya Budist tapınağı) etrafında gezinirken, bu yapılara hayran olmamak elde değil. Kral Ramathibodu döneminde inşa edilmiş ve şehirdeki en yüksek yapılarmış. Ayutthaya krallarının (Boromo-Tri-Loka-Nat, III. Boroma-Rachathirat ve II. Ramathibodi) küllerini bu Stupa’larda muhafaza etmişler. Kraliyet Ailesi’nin özel ibadet yeri olarak kullanıldığından, özel etkinlikler dışında Budist rahiplerin burada kalmalarına izin verilmemiş. Wat Phra Si Sanphet, bu 3 Stupa ile birlikte bir de Antik Saray’a ev sahipliği yapıyor. Ayutthaya Krallığı’nın kralları burada konaklarmış. Ziyaretim sırasında sarayda restorasyon çalışmaları vardı. Dolayısıyla göremedim. Umarım siz gelene kadar çalışmalar tamamlanmış olur.
5. Wat Phra Ram
Wat Lokayasuttharam’a vakit ayırabilmek için, Wat Phra Ram‘ı dışarıdan görmeyle yetindim. Göle bakan ve Ayutthaya şehir manzaralı bir Manastır’a ev sahipliği yapıyor. Küçük bir alan üzerine inşa edilmiş. Angkor Wat‘ta gördüğüm kubbe tasarımının bir benzeri ile süslenmiş. Kmer mimarisinden izlere rastlamak mümkün.
6. Wat Lokayasuttharam
42 metre uzunluğunda, lotus çiçeğini başının altına alıp yatan (dinlenmeye çekilmiş diyelim) bir Buda heykeli görmek istiyorsanız, iste orası burası. Wat Lokyasuttharam‘ın ne zaman ve neden inşa edildiğine dair çok fazla bilgi bulunmuyor. Yüzünde hafif bir gülümseme olan bu devasa heykelin yanında, kendinizi küçücük hissediyorsunuz. Üzerindeki o meşhur turuncu örtü ise çok temizdi. Yeterince özen gösteriyorlar demek ki. Bu arada, Budistlerin neden turuncu renk giyindiğini sormuştum Chiang Mai’deki “Monk Chat” programında. “Özel bir nedeni yok.” demişti Budist arkadaş. Bunu da not düşelim.
Ayutthaya Elephant Center
Listemdeki 6. tapınak olan Wat Lokayasuttharam’a giderken, mutsuz fillerin ve düşüncesiz turistlerin buluştuğu Ayutthaya Elephant Center‘ı gözlemleme fırsatım oldu. Filler burada cansız, mutsuz ve yorgunlar. Ayutthaya’nın bu bölgesindeki tapınak ziyaretlerinizde, yol kenarlarında yavaş yavaş ilerleyen filleri ve üzerindeki turistleri görüyorsunuz. Bir tur için 400 Baht (85 TL) ödediklerini öğrendim. Dev cüsselerine oranla zayıf kemik yapıları nedeniyle, aslında turistlerin “eğlence”si filler için bir zulüm. Üzerine bir de filleri yola getirmek için onları aç bırakan fil rehberleri eklenince… İnsan üzülüyor gerçekten. Geçtiğimiz yıllarda TV’de gezi programı yapmaya çalışan bir kadının fil üzerinde çocuğuyla çektiği görüntüler geldi aklıma. Böyle yerlere prim vermemeliyiz…
Ayutthaya Tapınakları
Ayutthaya Antik Kenti, gezerken o eski görkemli günlerini size hissettiriyor. Güneydoğu Asya gezimde gördüğüm en etkileyici yerlerden biri oldu. Tayland’ı ziyaret etmeyi düşünüyorsanız ve vaktiniz de varsa, Ayutthaya’ya bir uğrayın derim. En az 1 gece kalmanızı ve gün doğumu veya gün batımını yakalamanızı da tavsiye ederim. Unutmadan ekleyeyim; Ayutthaya’yı bisikletle gezmek de mümkün. Bisiklet kiralama ücretleri ise çok uygun. Yarım günlük kiralama için 50 Baht (Artık 10 TL) ödemeniz yeterli. Bir de bisiklet kiralayarak, bu antik kentin keyfini doya doya çıkarın!
Renkli yolculuklar!
